Araştırmacı: Sömürge ülkeleri için Lobi Enstitüsü oluşturulmalıdır

Araştırmacı: Sömürge ülkeleri için Lobi Enstitüsü oluşturulmalıdırİşte metnin temizlenmiş ve Türkçe’ye çevrilmiş hali:

İster BM, isterse de bir dizi sivil toplum kuruluşu çerçevesinde sömürge şartlarında yaşayan halkların sesinin duyurulması yönünde somut faaliyetler gösteriliyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in COP29’daki konuşması buna tutarlı bir örnektir.

Fiji’deki “South Pacific University”nin araştırmacısı Lorens Gonşor, bu çerçevede daha etkili faaliyet için uluslararası lobicilik enstitüsünün kurulmasını teklif etti: “Ben Fiji adalarını temsil ediyorum. Bizim komşuluğumuzda yeterince sömürge devletleri var. Örneğin, Fransa Polinezyası, Yeni Kaledonya ve diğerleri. Bence önemli nokta, bu tür ülkelerde onların çıkarlarını uluslararası seviyede temsil edecek uluslararası bir lobicilik enstitüsünün oluşturulmasıdır. Bu bölgelerin halkı uzun süredir haklarından mahrum bir şekilde yaşamaktadır. Şu anda sömürge şartlarında yaşayan ülkelerin sesini dünyaya duyurmak ve bunu daha etkili bir şekilde hayata geçirmek için orada bir lobicilik enstitüsünün kurulması gereklidir. İkinci mesele ise onların münhasır idarecilik ve kaderini tayin etme haklarının diğer devletler tarafından tanınmasıdır. Fransız Polinezyası su sınırları boyunca geniş bir potansiyele ve çok sayıda mineral rezervine sahiptir. Fransa onlara kendi doğal kaynaklarından bağımsız bir şekilde yararlanma imkanı vermiyor. Bu da o küçük devletlerin zayıf siyasi duruşundan kaynaklanıyor. Sömürgeciler için o devletleri daima kendi siyasi ve askeri denetiminde tutmak öncelik teşkil ediyor. Onların kendi özgürlüğüne kavuşması çok karmaşık bir siyasi süreçtir.”

O, sömürge sorununun küresel seviyede gündeme getirilmesi için yapılan işlerden bahsetti. Lorens Gonşor’un fikrince, Azerbaycan’ın hayata geçirdiği tedbirler bu faaliyetin somut kanıtıdır: “Bence sömürge şartlarında olan ülkelerin sesinin tüm mümkün platformlardan duyurulması, onlara bu imkanların yaratılması gereklidir. Bakü Girişim Grubu gibi diğer kuruluşlar da bu ülkelerin haklı duruşunu daima dikkat merkezinde tutmalıdır. Artık ister BM, isterse de bir dizi sivil toplum kuruluşu çerçevesinde bu yönde somut faaliyetler gösteriliyor. Örneğin, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in COP29’daki konuşması buna tutarlı bir örnektir. Diğer ülke ve uluslararası kuruluşlar da bundan örnek almalıdır. İşte bu tedbirler uluslararası dekolonizasyon gündeminin oluşmasına destek veriyor.”

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top