İşte işlenmiş ve çevrilmiş metin:
Bakü’de “Yapay Zeka ve Gazetecilik” konulu uluslararası toplantı
Azerbaycan basınının 150. yıldönümü vesilesiyle, yabancı, Azerbaycanlı ve Türkiyeli gazetecilerin “Yapay Zeka Gazeteciliği” konulu toplantısı düzenlendi.
Etkinlik, Azerbaycan Basın Konseyi ve Uluslararası Gazeteciler Konseyi (Türkiye) tarafından organize edildi.
Şuşa’da Basın Müzesi kurulsun
Azerbaycan Basın Konseyi Başkanı Reşad Mecid, etkinliğin açılış konuşmasını yaptı.
O, hem Azerbaycan basınının tarihinden hem de Milli Lider Haydar Aliyev’in kararnamesiyle sansürün kaldırılmasından sonra basının geçtiği gelişim yolundan bahsetti:
“1998 yılının Ağustos ayında Milli Lider Haydar Aliyev’in kararnamesiyle sansür kaldırıldı. Daha sonra Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de Azerbaycan basınına dikkati ve ilgisi devam etti. Şuşa’da Azerbaycan Basın Müzesi’nin kurulmasını arzu ediyoruz. Bunu Türkiye’de görmüştüm ve böyle bir müzenin ülkemizde olmamasına üzülüyorum. 2020 yılındaki Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan ve Türkiye gazetecileri arasındaki ilişkiler daha da sıklaştı. İlişkilerimizin mevcut seviyesini yüksek değerlendiriyoruz”.
Azerbaycan-Türkiye gazeteci ilişkileri: Yeni bir aşamaya doğru
Küresel Gazeteciler Konseyi Başkanı Mehmet Ali Dim, hem Azerbaycan basınının 150. yıldönümünü hem de Bağımsızlığımızın 107. yıldönümü vesilesiyle halkımızı tebrik etti.
O, aynı zamanda, Türkiye ve Azerbaycan kardeşliğinden, iki ülke arasında basın ilişkilerinin gelişiminden bahsetti.
Konuk, tanışma amacıyla düzenlenen etkinliğin, iki kardeş ülke basın mensupları arasındaki ilişkileri daha da geliştireceğine emin olduğunu belirtti.
Kardeşlik ilişkilerinde medyanın rolü büyüktür
“Sabah” gazetesi köşe yazarı Yavuz Donat, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki tarihi dostluk ve kardeşlik ilişkilerinden bahsetti.
Yavuz Donat, bu ilişkilerin daha da gelişmesinde basın mensuplarının rolünü yüksek değerlendirdi.
Yapay zeka haber yazıyor, ama insan eli önemlidir
Profesör Levent Eraslan, yapay zekanın şu anda haber metinlerinin hazırlanmasında yaygın şekilde kullanıldığını vurguladı:
“Yapay zeka haber metinlerini hazırlıyor, ancak onun kaynağının doğrulanmasında sorun var. Yapay zeka metin hazırlama yeteneğine sahip olsa da, duygusal tarafları olmadığından, sonuçta insan müdahalesi zorunlu oluyor. UNESCO’nun “Yapay Zeka ve Medya Etiği” kodeksi var. Burada her iki anlayış arasındaki farklılıklar açık şekilde gösteriliyor. Sosyal medya platformlarında bir metnin hazırlanmasında yapay zekanın imkanlarından faydalanıldığı gösteriliyor. Sanıyorum ki, bu not haber metinlerinde de yer almalıdır. Yapay zeka sonuç itibarıyla güçlü bir kalem olabilir, ancak insan eli değmezse, bu haberin hiçbir değeri yoktur”.
2030’a kadar yapay zeka hayatımızın ayrılmaz parçası olacak
Yapay Zeka Politikası Derneği (AIPA) kurucusu ve başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, 2030’a kadarki dönemin yapay zekanın gelişiminde önemli bir role sahip olduğuna değindi.
O, o döneme kadar insanların yapay zekayı kendi hayatının bir parçasına dönüştürmesi gerektiğini zorunlu saydı:
“İkinci ve üçüncü sanayi devrimleri beşeriyette büyük heyecan yarattı. Biz şu anda dördüncü sanayi devrimi dönemindeyiz. Türkiye yapay zeka endeksinde 119 ülke arasında 58. sırada. Dünyada basın değişiyor. Yapay zeka teknolojisi 2030’a kadar bazda 15,7 milyar dolar hacmindeki paya sahip olacak. Türkiye ve Azerbaycan bu reytingde işini kaybeden 85 milyon mu, yoksa yeni iş yerleri yaratılan 97 milyonluk istatistikte mi yer alacak? Asıl soru budur. Dünyanın ilk ve tek yapay zeka üniversitesi ve Yapay Zeka Bakanlığı Birleşik Arap Emirlikleri’nde. Singapur 40 yaşından yukarı vatandaşlarına yapay zeka dersleri vermeye başladı. Bir yeni anlayış da var – teknofeodalizm. Mesela, biz görmüşüz ki, cumhurbaşkanlarının yemin töreninde arka planda yeni seçilmiş cumhurbaşkanının ailesi olur, ama Donald Trump’ın yemin töreninin arka planında Elon Musk vardı. Sanıyorum ki, 2030 yılında yapay zekayı kendi hayatının bir parçasına dönüştürmeyen insanlar iş yerlerini kaybetme tehlikesiyle yüzleşecek”.