Ermənistan’ın Azerbaycan’a karşı askeri saldırısı sonucunda barış ve insanlığa karşı suçlar, savaş suçları, ayrıca saldırgan savaşın hazırlanması ve yürütülmesi, soykırım, savaş yasalarını ve kurallarını ihlal etme, aynı zamanda terörizm, terörizmi finanse etme, iktidarı zorla ele geçirme, onu zorla koruma ve diğer birçok suç işlemekle suçlanan Ermenistan Cumhuriyeti vatandaşları Arayik Harutyunyan, Arkadi Qukasyan, Bako Sahakyan, Davit İşxanyan, David Babayan, Levon Mnatsakanyan ve diğerlerinin yargılandığı ceza davalarının duruşma oturumu 12 Haziran’da devam etti.
Bakü Askeri Mahkemesi’nde hakimler Zeynal Ağayev başkanlığında, Camal Ramazanov ve Anar Rzayev’den oluşan heyetle (yedek hakim Günel Səmədova) yapılan duruşmada, sanıkların her birine bildikleri dilde tercüman, aynı zamanda savunmaları için avukatlar sağlandı.
Duruşmaya sanıklar, onların savunmacıları, mağdurların bir kısmı, onların yasal mirasçıları ve temsilcileri, ayrıca devlet adına savcılık yapan savcılar katıldı.
Duruşmada sanık Levon Mnatsakanyan, 2016’da meydana gelen ve şartlı olarak “Nisan savaşları” olarak adlandırılan olaylarla ilgili devlet adına savcılık yapan savcının sonraki sorularını yanıtladı.
O zamanlar general-leytenant rütbesiyle sözde rejimin “savunma bakanı” olan L.Mnatsakanyan, Nisan savaşlarının sonuçlarının Ermenistan’da nasıl değerlendirildiği sorusunu yanıtlarken, o savaşlar sırasında 18 savaş mevzisini “kaybettiklerini” belirtti.
Sanık, Başsavcılığın Devlet adına savcılık dairesi başkanı Nəsir Bayramov’un sorularına yanıtında, Nisan savaşları sırasında sivillerin yaşadığı bölgelerin topçu ateşine tutulmadığını, o bölgelerde ve bölgelere yakın yerlerde askeri birlik, askeri teçhizat ve askerlerin olduğunu, evlere mermi düşmesini tesadüf olarak değerlendirdiğini, bunun kasıtlı olmadığını iddia etti ve şunları söyledi: “Köye saldırı olmadı. Köye ateş açmadık.”
Mahkemede L.Mnatsakanyan’ın Nisan savaşlarıyla ilgili gazetecilere verdiği röportajdan bazı bölümler de incelendi.
O, Nisan savaşlarından sonra verdiği röportajda “Genel durum kontrol altında, birliklerin savaş hazırlığı uygun seviyede, sınırlarımız sağlam ve güvenilir ellerde” diyor. L.Mnatsakanyan gazetecinin “Karşı tarafın da savunma yaptığı doğru mu?” sorusuna “Evet” yanıtını veriyor.
Bu sırada devlet savcısı, L.Mnatsakanyan’ın mahkemedeki serbest ifadesinde Nisan savaşları sırasında fikir belirtmediğini hatırlattı. “Ancak videodan görülüyor ki, basında da fikirler belirtmişsiniz” diye savcı ekledi.
Savcının “Röportajda bahsettiğiniz karşı taraf kimdir ve sizin hangi saldırıdan savunma yapılıyor?” sorusuna ise L.Mnatsakanyan net bir cevap vermedi.
Mahkemede L.Mnatsakanyan’ın verdiği bir başka röportaj gösterildi. Video görüntülerinde o, Cıdır düzü’nde gazetecinin sorularını yanıtlıyor. L.Mnatsakanyan röportajda 2015 yılı Şubat ayının 24’ünden 25’ine geçen gece meydana gelen çatışmalar ve 2016 yılında meydana gelen Nisan savaşları hakkında konuşuyor, Azerbaycan özel kuvvetlerini “Yaşma tugayı” olarak adlandırarak onların o çatışmalarda yer aldığını belirtiyor, “orduda” yapılan çalışmalar hakkında ise şunları söylüyor: “Geliştirmek demek, elimizdeki imkanları daha da güçlendirmeliyiz. Elimizdeki ateş vasıtalarının ve sistemlerinin imkanlarını genişletmeliyiz. Bu yönde bizde ilgili çalışmalar yapılıyor. Özellikle gözlem cihazları alanında genişletme çalışmaları yapıyoruz. Hem ateş, hem de imha sistemleri üzerinde ilerlemeler elde edildi. Bazı sınırlı şartlarda belirli eksikliklerimiz oldu, ama şimdi – ister sabah, ister gündüz – biz verimli bir şekilde ateş açabiliyoruz.
Buna ek olarak, idare etme imkanlarımızı da artırmışız. Bu da genel sisteme dahil. Hem keşif, hem de ateş yönünde ilerlemelerimiz var.
Ek olarak, elde ettiğimiz yeni teknolojiler ve teknik vasıtalarla ilgili pratik önlemler alınıyor. Askeri sanayi kompleksi üzerinde de çalışmalar yapılıyor…”
…Daha uzun menzilli tank karşıtı ve diğer modern araçlar da mevcut. Bundan başka, biz yeni teknolojiler ve ateş vasıtaları elde etmişiz. Bu araçların kullanımı ile ilgili personele de eğitimler veriliyor”.
O, savcının sorularını yanıtlarken röportajın önce “İsa bulağı”nın yakınlarındaki evlerden birinin balkonunda düzenleneceğini, ancak gazetecinin aydınlatma sorununu belirtmesinden sonra Cıdır düzü’ne gittiklerini söyledi.
Aradan sonra mahkemede internet kaynaklarından alınmış bir sonraki video materyali gösterildi ve incelendi. Medya materyalinde sözde rejimin “savunma bakanı” Levon Mnatsakanyan ve eski “savunma bakanı” Samvel Babayan birbirlerini suçluyorlar. Video materyalinde L.Mnatsakanyan S.Babayanı 1994 yılında “Azerbaycan tarafına 21 km alan vermekle” suçluyor.
Anlaşılıyor ki, S.Babayan önceki röportajlarından birinde Nisan savaşları sırasında Ermeni tarafının ciddi hatalar yaptığını belirtmiş. L.Mnatsakanyan ise arazi kayıplarını inkar etmiyor, ama S. Babayana hafızasını tazelemesini ve 1994 yılında kendisi tarafından “Azerbaycan’a nasıl toprak verildiğini” hatırlamasını tavsiye ediyor. Video materyalinde S.Babayan 2016 yılının Nisan ayında yaşananların savaş değil, “sabotaj” olduğunu iddia ediyor, L.Mnatsakanyan ise yaşananların tam ölçekli operasyon, savaş olduğunu belirtiyor.
İncelenen bir sonraki video materyalinde Ermenistan’ın eski başbakanı Karen Karapetyan ve sözde rejimin “başbakanı” Arayik Harutyunyan’ın Azerbaycan’ın vaktiyle işgal altında olan bölgelerinde askerlerle görüştüğü görülüyor.
L.Mnatsakanyan video materyalle ilgili, vaktiyle Ermenistan’dan birçok resmi yetkilinin, ayrıca savunma ve dışişleri bakanlarının da o bölgelere seyahat ettiğini belirtti.
Gösterilen bir sonraki video materyalinde Ermenistan’ın eski savunma bakanı Davit Tonoyan’ın sözde rejimin “askeri kurum”undaki durumu tanıdığı görülüyor. Yapılan toplantıya, askerlerden ayrı olarak Ermenistan’ın eski dışişleri bakanı Zöhrab Mnatsakanyan ve sözde rejimin “dışişleri bakanı” da katıldılar.
Azerbaycan topraklarının mayınlanması hakkında soruları yanıtlarken, mayınların iki yönde – kuzey ve güney yönlerinde gömüldüğünü söyledi. Mayınlar yerleştirildikten sonra formülerler yukarı karargaha sunuldu: “Formülerin bir nüshası ise askeri birlikte kalıyordu. Kalan tüm formülerler mühendislik birlikleri idaresinde oldu”.
O, formülerle ilgili, bunun mayın gömülen arazinin büyük doğrulukla şeması olduğunu, mayın haritasında ise doğruluk olmadığını belirtti: “Orada bölgeler gösterilmiş ki, nerede mayınlar var. Ama formülerde mayının somut yerini bilmek mümkündür”.
L.Mnatsakanyan Azerbaycan topraklarında hangi mayınların gömüldüğü sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Başlangıç aşamasında Sovyetler Birliği’nde üretilmiş mayınlar gömüldü. Sonraki aşamada Rusya Federasyonu’ndan alındı, Ermenistan vasıtası ile bize verildi. Son dönemlerde ise Ermenistan Cumhuriyeti’nde de üretiliyordu ve bize veriliyordu. Mayınların türleri yaya karşıtı ve tank karşıtı mayınlardı”.
Duruşma 13 Haziran’da devam edecek.