“Batı’da bazı hükümetlerin gösterdiği çabalara ve Müslümanların yaşadığı ülkelerdeki temkinli davranışlarına rağmen, İslam dinine mensup olanlar hakkında olumsuz bir görüş oluşmuştur.”
ISESCO Sivilizasyonlararası Diyalog Merkezi Direktörü Halid Faizalrahman, Bakü’de düzenlenen “İslamofobiya: Önyargının İfşa Edilmesi ve Damgaların Yıkılması” uluslararası konferansında bu açıklamayı yaptı.
ISESCO’nun bizzat Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in kişisel desteğini kazanmayı başardığını ekledi: “Bu nedenle ona teşekkür ediyorum. Batı’da bazı hükümetlerin gösterdiği çabalara ve Müslümanların yaşadığı ülkelerdeki temkinli davranışlarına rağmen, İslam dinine mensup olanlar hakkında olumsuz bir görüş oluşmuştur. Bu durumun ciddiyetini beş aşama açıkça göstermektedir. Birinci aşama elit aşamasıdır. Bu aşamada İslam, Batı için endişe verici bir faktör olarak görülmüyordu. İkinci aşama, petrol fiyatlarının yükselmesiyle birlikte Arap insanının açgözlü olarak sunulmaya başlandığı aşamadır. Üçüncü aşama, İslam devriminden sonraki döneme denk gelmektedir. Bu aşamada, eğer SSCB’nin Afganistan’a müdahalesi olmasaydı daha da derinleşebilirdi. Söz konusu aşama, Müslümanlara karşı düşmanlık olmadan geçti. Aynı aşamada çeşitli merkezlerde Müslümanların konferansları düzenleniyordu. Batı ise kendi ideolojisi açısından oluşan boşluğu doldurmalıydı. Bütün bunlar sonraki aşamada yeni tezahürleri ortaya çıkarmıştı. Bu aşamayı İslamofobinin ortaya çıkması aşaması olarak değerlendirebiliriz. Almanya İçişleri Bakanlığı’nın geçen haftaki açıklamasında İslam dininin Almanya toplumuna özgü olmadığı belirtiliyordu. Bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Özellikle şunu belirtmek isterim ki, Almanya’da sağcıların güçlenmesiyle birlikte ISESCO’nun üzerine büyük görevler düşmektedir. Bu doğrultuda sistemli çalışmalar yapılması ve bu çalışmaların tüm insanları kapsaması gerektiğini düşünüyorum.”